4 Mayıs 2019 Cumartesi

Vanilyalı Dondurma

General Motors şirketinin Pontiac marka otomobil departmanına gelen bir şikayet mektubu şu satırlardan oluşuyordu.
"Her akşam yemekten sonra ailecek dondurma yeme alışkanlığına sahibiz. Fakat bir çok dondurma çeşidi olduğu için her yemekten sonra ne çeşit dondurma yiyeceğimize hep karar veririz. Ben de markete gider alırım. Geçen ay otomobilimi değiştirip yeni bir pontiac aldım ve o günden beri markete gidip gelmek benim için sorun olmaya başladı. Çünkü ne zaman vanilyalı dondurma alsam market çıkışında otomobilimi çalıştıramıyorum. Fakat başka çeşit bir dondurma aldığımda arabam gayet güzel çalışıyor. Bu sorun size çok saçma bile gelse, benim çok ciddi olduğumu bilmenizi isterim. Vanilyalı dondurma aldığımda arabam çalışmazken, neden başka dondurma aldığımda arabam çalışıyor?"
Kolaylıkla buruşturulup atılacak bir şikayet mektubu gibi görünüyor, değil mi? Öyle de olabilirdi. General Motors yetkilileri bu şikayet mektubunu bir kenara atabilirdi, müşterinin sorusuda sonsuza dek yanıtsız kalabilirdi. Ancak General Motors şirketi olayı araştırması için bir mühendisi görevlendirdi.
Mühendis, nezih bir muhitte oturan, iyi eğitim almış Pontiac sahibiyle karşılaşınca biraz şaşırmıştı, böyle bir konuda dalga geçecek birine benzemiyordu. Akşam yemekten sonra yapılan dondurma alışverişine birlikte çıktılar. Vanilyalı dondurma alıp geri döndüklerinde, gerçekten de otomobil çalışmıyordu. Ertesi akşam çikolatalı dondurma aldılar ve araba çalıştı. Üçüncü akşam sıra çilekli dondurmadaydı ve araba yine çalışıyordu. Son deneme turunda vanilyalı dondurma alındı ve maalesef araba yine çalışmadı.
General Motors yetkilisi şaşkındı. Bir mühendis olarak, arabanın vanilyalı dondurmaya alerjisi olduğunu düşünmek pek akıllıca gelmiyordu. Bunun üzerine ziyaretlerine bir süre daha devam etti. Olayın günün hangi saatinde olduğunu, hangi tip benzin kullanıldığını, gidip gelme süresini ve daha pek çok ayrıntıyı incledi. Kısa bir süre içinde de ilk ipucunu elde etti. Vanilyalı dondurma almak diğer çeşitlere oranla çok daha kısa sürüyordu. Çünkü en çok aranılan ürün olan vanilyalı dondurma marketin hemen girişindeki dolapta satılıyordu. Diğer dondurma çeşitleri ise marketin en arka kısmında kurulu bir tezgahtan seçiliyordu. Herhangi değişik bir çeşidi almak bu yüzden çok daha uzun sürüyordu. Şimdi mühendisin karşı karşıya kaldığı soru şuydu? Otomobil neden daha kısa süre içinde geri dönünce çalışmıyordu? Zaman faktörü işin içine girince mühendis sorunun cevabını bulmakta zorlanmadı. Sorun, motor soğuduğunda devreye giren buhar kilidinden kaynaklanıyordu. Bu kilit, normal şartlarda motor durduktan hemen sonra devreye girip çalışıyordu ve çikolatalı yada çilekli dondurma alana dek geçen süre, motorun tekrar çalışması için yeterli soğumaya imkan tanıyordu. Vanilyalı dondurma gecelerinde ise süre çok kısa olduğu için motor soğuyacak vakit bulamıyor ve buhar kilidi devreye girmiyordu.
Bu öyküden de anlaşılacağı gibi, komik hatta asılsız gibi görünen bir müşteri şikayeti bir şirketin ürün geliştirmesinde kullanabileceği değerli bir veri haline dönüşebiliyor. Müşteri şikayetlerinin değerlendirildiği zamanlarda bir kurum için hediye niteliği taşıdığı bilinir. Bu gerçek öykü, garip bile olsa müşteri sorunlarının ve şikayetlerinin ürün ve hizmet geliştirmeye olan katkısının önemini gösteriyor.

Logo – Amblem – Marka

Logo (Logotype) ticaretin başladığı yıllardan beri ürünleri, kuruluşları ya da hizmetleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan bir ya da birkaç tipografik karakterden meydana gelen bir nevi işaretlemedir. Amblem ise tipografik karakterlerin henüz bilinmediği zamanlarda kullanılmaya başlanan ve günümüzde okuması yazması olmayan insanları göz önünde bulundurarak hala kullanılmaya devam edilen daha çok sembollerle yapılan işaretlemedir. Bu iki kavram sık sık birbirine karıştırılmak ile birlikte her iki kavramında beraber kullanıldığı durumlarda artık ismi logo olarak adlandırılır.
Kurumsal Kimliğin temelini oluşturan amblem ya da logo’nun günümüzde kullanım şekilleriyle ilgili birçok örneği ve birçok stili bulunmaktadır.
Amblem
Amblem, çizgi ve resimle yapılan işaretlerdir ya da daha geniş tanımıyla "Ürün ya da hizmet üreten kuruluşlara kimlik kazandıran, sözcük özelliği göstermeyen; soyut ya da nesnel görüntülerle ya da harflerle oluşturulan simgelerdir".
Amblem Çeşitleri
• Harflerden Oluşan Amblemler :
Eğer tek harften oluşan bir amblem söz konusuysa o zaman o harfin farklı olması kaçınılmazdır. Amaç farklılık olduğunda tasarımcı yeni bir harf formu arayacaktır. Birden fazla harften oluşan amblemlerde ise en önemli özellik dengeli kullanımları ve yine farklı olmalarıdır.
• Biçimleriyle Firma Hakkında Bilgi Veren Amblemler:
Bu tür amblemlerde sembollerden yararlanılır. Kimi sembollerin yüklendiği anlamlar vardır. Bu anlamlar çoğu sektör tarafından kendilerine mal edilmiştir. Dolayısı ile bir firmaya ait amblem tasarımı yapılırken firmanın ait olduğu sektöre özgü sembollerden yararlanılır. Örneğin Baykuş akıl, bilim bilgelik demektir ve eğitim kurumlarınca kullanılır. Bir de firmaların isimlerinden yola çıkılarak sembolik amblemler tasarlanır ki buna da örnek vermek istersek Pelikan markasının ambleminin Pelikan kuşu olmasını söyleyebiliriz.
• Harf ve Resimsel Biçimlerin Bir Arada Kullanıldığı Amblemler:
Formlarını harflerden alan ve firma hakkında imaj veren biçimlerden oluşan amblemlerin kombinasyonlarıdır. Bu tür amblemler, firma hakkında bir imaj verirken firma adının baş harfi ile de diğer firmalardan ayrılmasını kolaylaştırır ve akılda kalma yüzdesini artırır.
Logo (Logotype)
Logo, bir ürünün, firmanın ya da hizmetin isminin, harf ve resimsel öğeler kullanılarak sembolleştirilmesidir. Amblemden farklı olarak ayırt edici özellikler yanında firmanın ismini de yansıtır. Logo yaratmak için kullanılan fontlar yeni tasarlandığı gibi mevcut fontlarda olabilirler. Logo yaratmak için belli başlı bazı kurallar işin uzmanları tarafından şöyle sıralanırlar.
Sade, kolay anlaşılır, hatırlanması kolay, mümkün olduğunca az sayıda renkten oluşmalıdır. Her çeşit baskı ve kesim tekniği ile sorunsuz kullanılabilir olmalı, çok küçük ölçülerde ayrıntılar kaybolmamalı, çok büyük ölçülerde dağınık görünmemelidir. Her türlü ölçüde ve yüzeyde okunabilir olmalıdır.
Özgün olmalıdır. Başka firma ya da ürünlere ait logolar ile karışıklığa sebep vermemeli, hatta çağrıştırmamalıdır. Kopyalanan ya da esinlenen logolar o ürün ya da firmaya büyük zarar verir.
Logo tasarımcıyı değil ürün ya da firmayı yansıtmalıdır. IBM logosunun tasarımcısı Paul Rand’e göre logoyu üreten tasarımcıdır ancak oluşturan firmanın kendisidir. İlgili kuruluşun ya da ürünün özelliklerini yansıtmalıdır. Seçilen ya da tasarlanan font şirketin içeriğine uygun olmalıdır. Ayrıca kurumun kendisini nasıl tanımladığı ve kurumu yansıtan kavramların neler olduğunu bilmek logonun tasarım aşamasında önemli unsurlardır.
Logo sadeliğinin yanı sıra gerek rengi gerek şekli itibariyle farklı koşullarda görüldüğü zaman bile akılda kalıcı olmalıdır.
Farklı bir ülkeye ait ürün ya da firma için logo tasarlanacağı zaman o ülkenin renklere yüklediği anlamlar ve kültürleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Özellikle bir simge kullanılacağı zaman simgenin taşıyacağı anlam bakımında bu bilgi çok önemlidir.
Logotaype çeşitleri
Logolar yukarıda da söylendiği gibi bilinen bir fontun kullanımıyla ya da deformasyonuyla oluşturulabileceği gibi yeni bir font tasarımıyla da oluşturulabilir. Bilinen yeni typografik logo tipleri ise örnekleriyle birlikte aşağıdaki gibidir.
• San Serif Sitili Logolar:
Bu sitilde hazırlanan logolarda amaç basit ama güçlü bir ifade sağlamaktır. Derli toplu, zarif, keskin hatlı ve güç dolu bir görünüşleri vardır. Bu sitil logolar genelde modern tasarımcıyı yansıtır.
• Tek Karakterden Oluşan Logolar:
Çoğu yerde logonun tanımı yapılırken en az iki karakter olmasından bahsedilir ama işin aslı tek karakterden de logo olabileceğidir. Tek tipografik karakterden oluşan logolar güçlü, modern karaktere sahip fikirler ve işaretleri temsil eder.
• Çok Karakterden Oluşan Logolar:
Birden fazla tipografik karakterden oluşan bu logoların en sık kullanım şekli 2 karakterden oluşanıdır. Çok klasik bir kullanım şekli olmasına rağmen bazen basit ya da son derece karışık sonuçlara ulaşmak mümkün olabiliyor.
• Kombinasyon Tipi Logolar:
Kombinasyon tipi logolar genelde iki ya da daha fazla farklı etkileşimli logo tipinin kullanılmasından oluşurlar. Harflerin parçaları, gölgeler, deforme edilmiş karakterler, el çizimlerinin bilgisayarda bir araya getirilip manipule edilmesinden oluşurlar. Ortaya çıkan logolar genelde enerji doludurlar.
• Geleneksel Olmayan Logolar:
Bu tip logolar genelde bildik karakterlerden yararlanarak alışılmışın dışında logolardır. Büyük harf kullanımı, tekrardan kaçınma yeni güçlü bir tarzı oluşturur. Sanki eski tarz ile yeni tarzın bütünü gibidir. ya da başka bir deyişle geçmişi kullanarak geleceği tasarlamak da denilebilir.
• Yeni Tipografik Formlar:
Bilgisayarların logo tasarımında kullanılması ve yeni fontların da hızla gelişiminden sonra tasarımcılara birçok imkan sağlanmış oldu. Yaratmak, bozmak, bükmek, deforme etmek, eğmek gibi sonsuz seçenek tasarımcıların elinde olunca ortaya da mevcut fontların üzerinde oynanarak elde edilen yeni logo formları çıktı
• Kaligrafik Logolar:
El yazısı, el çizimi ve süslü çizgiler kullanarak yaratılan logolar. Klasik bir yöntem olarak görünmesine rağmen çok modern ve etkileyici sonuçlar çıkabilir.
• Rebus - Karmaşık Formdaki Logolar:
Kelimeler, objeler ve sembollerin bir araya gelmesinden oluşan karmaşık yapıdaki logolar genelde anlaşılması güç logolardır. Ama hayal gücünün son noktasına doğru da harika birer yolculuktur da.
• Numaralardan Oluşan Logolar:
Sadece rakamlardan ya da hem rakamlarda hem de harflerden oluşan logolardır. Bu numaralar farklı formlarda kullanılabileceği gibi genelde ölçü, mesafe, uzaklık gibi rakamsal değerleri olan anlatımlar için de kullanılabilir
• Katmanlı, Gölgeli, Merkezi Olmayan Logolar:
Farklı formlar yaratmak isteyenlerin tercih ettiği belli bir merkezi bulunmayan, biraz sıra dışı, katmanların (arka plan kullanımı), gölgelemelerin kullanıldığı logolar. Bu şekilde hem derinlik hem de algı farklılığı sağlanan, taze ve hareketli logo yaratmak isteyenlerin logo tipi...
• Çatlak, Kırılgan ve Agresif Logolar:
Tipografik karakterlerin ya da kullanılan sembollerin deforme edilerek, kırılarak, çizilerek, bükülerek oluşturulduğu logo tipi. Anlatılmak istenene, bu tür hareketler vererek farklılık yaratmak isteyenlerin kullandığı bu logo tipine çok farklı sektörlerde rastlamak mümkün.
Ticaretin başlamasıyla bir malın, bir ürünün diğerlerinden ayırt edilmesi gerekliliği de doğmuştur. Zamanla bazı ürünlerin taşıdıkları özellikleriyle rakiplerinden ayrılmaya, aranılır olmaya başlaması, bunların kolay ayırt edilmesi gerekliliğini, üzerlerine bazı işaretler koyma zorunluluğunu getirmiştir.
O dönemde okuryazar kitlenin fazla olmaması bu işaretlerin, yani markaların daha çok semboller şeklinde oluşmasına neden olmuştur.
Satıcı ile alıcının karşı karşıya gelmediği günümüzde ise; bir ürünün tüketiciye ulaşması için aracılara gereksinim olmuştur. Haberleşmenin, ulaşımın bu denli gelişmesi, bir pazarda aynı ürünün pek çok çeşidinin bulunması, buna bağlı olarak self-servis satış ünitelerinin artması, insanları satış öncesi karar vermeye zorlamamıştır. En önemlisi pek çok ürünün ambalajlı olarak satılması nedeniyle tüketicinin tatma, dokunma, deneme şansı kaybolmuştur. Eski deneyimlerine, alışkanlıklarına ya da reklamın etkisine bağlı olarak seçim yapmaya başlamıştır.
Bu nedenle ürünler arası ayırt edici işleviyle marka, markayı oluşturan simge, özgün yazı ve işaretlerin önemi her geçen gün daha da artmaktadır.
Marka, bir ürünün veya hizmetin diğer ürün ve hizmetlerden ayrılmasını sağlayan sözcük, ad, sembol ve işaretler manzumesidir. Tanımdan da anlaşıldığı üzere markayı ürün ve hizmet (şirket, mağaza, kuruluş vb.) markası olarak ikiye ayırabiliriz. Bununla beraber her ikisini de kapsayan markalar da vardır. Üretiliş biçimleriyle markaları; şirket isimleri (Ford, Tofaş, Oyak, vb.), kişisel isimler (Koç, Vakko, Elvan vb.), anlamsız isimler (Pop, Fay, Omo, vb.), yabancı dildeki isimler (Chat Noir, Blendax, Ronson,vb.), herkesçe bilinen sözcükler (Karaca, Feza, Yumak, vb.), kısaltmalı ya da yan anlamlı isimler (Meysu.vb.) diye de sınıflandırabiliriz.
İyi Bir Markanın Özellikleri
• Markanın söylenişi kolay olmalı. Başkalarıyla karışmamalı. Tanınmış reklam ajansı Cenajans'ın söylenişine çok benzeyen başka bir reklam ajansı Cenajans'ta olduğu gibi karışıklığa neden olmamalıdır.
• Herhangi bir ürünün ya da kuruluşun adı, başka alanlarda kullanılmamalıdır. Karışıklıklara neden olabilir, örneğin, hepimizin bildiği "Koç Holding" yanında hiç ilgisi olmayan "Koç Otobüsleri" de vardır.
• İnsan isimleri olmamalıdır. Aynı isimden pek çok kişi olabileceği ve ayrı yerlerde belki de aynı konudaki bir markalamada kullanılabileceği marka düşünülmelidir. Bunu önlemek de mümkün değildir. "Koç" örneğinde olduğu gibi.
• Coğrafî isimler olmamalıdır. Aynı yörenin ismini kullanan pek çok firma ve ürün adı vardır. Bu durum, tüketici için de, firma için de olumsuzluktur. Örneğin; "Ankara" isminde gazoz, makarna fabrikası, reklam ajansı, sigorta şirketi, vb. markalar vardır.
• Markalar, ürünün özelliğinden doğmalıdır. Sarı, silindir gibi ürünün biçim ve rengini kullanmak yanlıştır. Aksine ürünle ilgisi olmayan, uydurulmuş bir ismin akılda kalma şansı daha fazladır. "Sana", "Omo" isimlerinde olduğu gibi.
Amblem ve Logotaype
Bir ürünün veya firmanın soyut bir sözcük olan siminin (markasının) somut hale gelmesi, diğerlerinden biçim olarak da ayırt edilmesi için ambleminin ya da logotaype yapılması gerekir.
Latince kökenli olan amblem ve logotaype sözcüklerinin dilimizdeki karşılığı simge ve özgün yazıdır. Günümüzde her iki kavram ayrı ayrı anıldığı gibi tek bir sözcük olarak Logo diye de kullanılmaktadır. Amblem, çizgi ve resimle yapılan işaretlerdir. Logotaype ise yazıyla ya da çizgi, resim ve yazıyla yapılan işaretlerdir. Her ikisinde de amaç, adını taşıdığı ürün veya firmayı en özgün biçimde ayırt etmesidir. Amblemler ve logotaypelar ilgili şirketin çalışma alanını, kişiliğini biçim ve renkleriyle ifade edebilmelidir.
Amblem Çeşitleri
Bazı biçimlerden hareketle amblemler oluşmaktadır. Bu biçimsel değişiklikleri, yorum farklılıklarını Grafik Tasarımcı Abdullah Taşçı, şöyle sıralamaktadır.
• Formlarını Harflerden Alan Amblemler:
Tipografik amblemler, sadece bir harften oluşuyorsa, o harf alışılmışın dışında bir form olmak zorundadır. Kullanılan alfabelerdeki harflerden ayrılması ve akılda kalıcılığı bu özelliğe baçlıdır. Tasarımcı burada yeni bir harf formu arayacaktır. Birden fazla harften oluşan amblemlerde ise en önemli özellik, harflerin birbirleriyle strüktür, form ve espas kombinasyonu açısından dengeli kullanımları ve alışılmışın dışında olmalarıdır.
• Firma Hakkında Bir imaj Veren Biçimlerden Oluşan Amblemler:
Bazı amblemler biçimleriyle firma hakkında bilgi taşırlar. Bu tür amblemlerde sembolik motiflerden yararlanılır. Dokuma mekiğinin tekstili, kitabın yayınevini, güvercinin barışı simgelemesi gibi... Ayrıca firma adı özel bir şekilden oluşmakta ise, bu tip amblemlerde sembole yönelik tasarımlar yapılmaktadır. Pelikan, Üç Balık, Aslanlı, Başak, Karaca gibi...
• Harf ve Firma Hakkında İmaj Veren (harf ve resimsel biçimlerin bir arada kullanıldığı) Amblemler: Formlarını harflerden alan ve firma hakkında imaj veren biçimlerden oluşan amblemlerin kombinasyonlarıdır. Bu tür amblemler, firma hakkında bir imaj verirken firma adının baş harfi ile de diğer firmalardan ayrılmasını kolaylaştırır ve akılda
kalma yüzdesini artırır.
• Firma Hakkında Yeni Bir İmaj Veren (Soyut veya Somut) Amblemler:
Harflerle yapılan amblemler, genelde bir karmaşa doğurmaktadır. Yapılan tasarımın özgünlüğü amblemin yaşama süresini etkiler. Günümüzde harflerle yapılan amblemlerin çokluğu, akılda kalıcılık oranım büyük ölçüde düşürmüştür. Bu nedenle yeni bir imaj veren amblemler aranmaktadır.
Ayrıca bazı toplumsal ya da kentsel özelliği yansıtan amblemler de vardır. Bunlar, önemli bir toplumsal olayın anma yıldönümü veya bir yörenin, kentin özelliklerini yansıtan amblemlerdir. Daha çok öğeyi yan yana getirme zorunluluğundan doğan bir karışıklığa meydan vermemek gerekir. Öğeler arası ilişki uyumlu olmalıdır.
Logotaype Çeşitleri:
Logotaype, bir ürünün, firmanın ya da hizmetin isminin, harf ve resimsel öğeler kullanılarak sembolleştirilmesidir. Amblemden farklı olarak ayırt edici özellikler yanında firmanın ismini de yansıtır.
Marka, Amblem ve Logotaype
Harflerde yapılacak deformasyonları, harfleri birbirine yaklaştırmakla, yapıştırmakla ya da aşırı açmakla, harflerde renk ve biçim farklılıkları yaratmakla, harflerin uzantılarında aşağı-yukarı uzatmalarla, sözcükleri bölmekle, onları alt alta veya yan yana farklı renklerde yerleştirmekle yapmak mümkündür.
• Bilinen bir harf karakterinde çeşitli değişiklikler (deformasyonlar) yaparak elde edilen logotaypelar:
• Yazıya, soyut ya da somut unsurlar ekleyerek elde edilen logotaypelar:
Firma veya ürünün özüne uygun simgesel öğeler eklenebildiği gibi, yazının bütünlüğünü bozmayan çizgi ve lekelere de yer verilebilir.
• Yeni bir yazı türü yaratarak elde edilen logotaypelar:
Her yazı karakterinde harflerin ortak özellikleri vardır, örneğin italik olanlar belli açıda sağa yatık yazılır. Bu karakterde bir harf dik yazılsa bütünlük bozulur. Yeni bir yazı türü yaratırken de harfler arası uyuma dikkat etmek gerekir.Ayrıca yazılan sözcük okunabilmelidir. Özgünlük, anlaşılmazlık demek değildir.
İyi Bir Amblem ve Logotaypın Özellikleri:
• İlgili kuruluşun ya da ürünün özelliklerini yansıtmalıdır. Bir parfüm logotaype için inşaat sektörünün yapısına uygun bir yazı karakterinden yola çıkılmaz.
Her insanın bir kişiliği olduğu gibi, kuruluşların da bir kişiliği vardır. Amblem bunu yansıtmalıdır. Mesajını üstünde taşımalıdır.
• Özgün olmalıdır. Amblem ve logotaypın yapılış amacı zaten ayırt edicilik sağlamaktır. Eğer başka örnekleri çağrıştırırsa veya bilinen bir amblem kopya
edilmişse hiçbir etkisi olmaz, aksine olumsuz bir imaj yaratır.
• Renk ve biçim olarak bütünlük içinde olmalı. Değişik yerlerde (kâğıt üstünde, rölyef olarak, rozet için, vb.) kullanılabileceği unutulmamalıdır. Küçültüldüğü zaman ayrıntılarını kaybedecek özellikte olmamalıdır.
• Logotayplar, okunabilir olmalıdır, özgünlük yaratmak kaygısıyla gereksiz çizgi ve resimler kullanılmamalıdır. Harf adetinin çok olması, okunurluğu bozmamalıdır.

Cv nedir?

Okulunuzu bitirisiniz hemen sonrasında çalışabileceğiniz bir iş ararsınız, çeşitli iş yerlerine başvurursunuz fakat sizden "Cv" isterler peki nedir bu cv? Cv; Genellikle iş başvurularında kullandığımız, kendinizi potansiyel işverenlerinize tanıtmak için hazırladığınız, hayatınızı, kabiliyetinizi, yeteneğinizi, iş yapma gücünüzü ve tecrübelerinizi ortaya koyduğunuz yazılı bir sunum belgesidir diye tanımlayabiliriz. Cv kelimesi "Curriculum Vitae" kelimelerinin kısaltımışıtır. Latince Curriculum; "Koşu, yarış" anlamına gelir, Vitae ise; "Hayat" anlamına gelmektedir. Curriculum Vitae (Cv) ise "hayat yarışı" olarak anlamlandırılabilir. Türkçe'de her ikisine karşılık "özgeçmiş" sözcüğü kullanılmaktadır
> CV Hazırlama İpuçları:
İlk izlenim önemlidir. Bunu hepimiz biliriz. CV, bizi iş hayatında tanımayan insanlara, hakkımızda ilk izlenim yaratan sihirli bir belgedir. Sihrin iyi veya kötü olması bizim elimizdedir. İş görüşmesine çağrılmamızı sağlayacak CV’yi hazırlamak, basit bazı kuralları bildiğimizde oluşturması eğlenceli olan “satış aracımızdır”.
İyi bir CV, temelde “işi yapabilir mi” ve “işe adapte olabilir mi” sorularını cevaplandırabilmelidir.
CV’mizin nasıl bir yol izleyeceğini biliyor olmak, işimizi biraz daha kolaylaştırabilir. İş arama siteleri, e-mail veya tanıdıklarımız aracılığıyla şirkete ulaşan CV’miz öncelikle İnsan Kaynakları Departmanı’na varır. İnsan Kaynakları tarafından incelenip olumlu değerlendirilen CV, ilgili departmana doğru yola çıkar. CV çalışmak istediğimiz departmanın yetkilisi tarafından da olumlu değerlendirilirse, mülakata çağrılabilmemiz için yeniden İK departmanına yönlendirilir. Bu sebeple CV’mizin İK’nın bizi tanıyabileceği kadar basit, işimizin detaylarını bilen departman yetkilisine olumlu bir izlenim verecek kadar da teknik bilgi içermesi gerekir. Peki bunu nasıl yapabiliriz?
> Yapılması Gerekenler:
• Hangi pozisyon için başvuruda bulunuyor olursanız olun, CV’de yazım ve noktalama işaretlerine dikkat edin. Bu konuda iyi değilseniz bir arkadaşınızdan yardım rica edin.
• İşinize hakim olduğunuzu CV’nizi değerlendirecek olan kişilere gösterebilmek için işinizle ilgilianahtar kelimeleri kullanın.
• CV’nizi Word formatında hazırladıysanız gönderirken mutlaka PDF formatına çevirin.
• CV dosyanızın adını “Ad Soyad” şeklinde gönderin. “yeni CV”, “özgeçmiş son” “_CV_revize” gibi isimler ile göndermeyin.
• E-mail ile başvuruda bulunuyorsanız, e-mailin başlık kısmına “Başvurduğunuz Pozisyon – Ad Soyad” yazıp yollayın. Genel bir başvuruda bulunuyorsanız “Genel Başvuru – Ad Soyad”yazın.
• Mailinizin ulaşıp ulaşmadığına dair teyit almak istediğinizi kibarca yazın, ama ilgili kişiyi sıkıştırmayın.
• Anlayışlı bir ekip arkadaşı olacağınızı göstermek için, mailinizi yolladığınız kişiye, yazınızın sonunda özgeçmişinizi okumaya zaman ayırdığı için teşekkür edin.
• CV’nizde veya ön yazınızda şirketin ve işin size katacaklarını bir veya iki cümleyle aktarmaya çalışın.
• CV’nizi hazırladıktan sonra mutlaka kontrol edin. Sizin atlamış olacağınız hataları yakalayabilmek veya başka bir görüş alabilmek için bir arkadaşınızdan veya İK uzmanından yardım rica edin.
• Yaptığınız başvuruyu mailinizde saklayın.
> Yapılmaması Gerekenler:
• İş yeri bilgilerinizi yazarken şirketin resmi ünvanını yazmayın. Şirketinizin, diğer insanlar tarafından bilinen marka adını yazın. Ltd, A.Ş. gibi gereksiz ayrıntıları eklemeyin.
• İş tanımınızı paragraf halinde yazmayın. Maddeler halinde hazırlayın.
• CV’nize neden işten ayrıldığınız gibi negatif cümleler veya anlamlar içeren cümleler yazmayın.
• CV’nize gerçek olmayan bilgileri dahil etmeyin.
• CV’nizi okuyacak kişinin dikkatini dağıtacağından gereğinden fazla koyu (bold), yatık (italik) ve alt çizgili yazı formatlarını kullanmayın.
• Sırf CV’nizi doldurmak için gereksiz bilgiler eklemeyin.
• CV’nizi el yazısı ile hazırlamayın.
• Bir mail içerisinde birden fazla şirkete başvuruda bulunmak, mailiniz şirkete ulaştığı anda değerlendirme dışı tutulmanıza neden olur. Bu yüzden bir maile birden fazla şirketi koyup başvuruda bulunmayın.
• CV’ye yazdığınız mail adresiniz sizi yansıtır. Mümkün olduğunca ad soyad kombinasyonlu mail adresleri kullanın. Çizgi film kahramanı veya takma adınız olan bir mail adresiniz varsa iş başvurularında kullanabilmek için başka bir mail adresi alın.
• CV’nizi içeren maili boş olarak göndermeyin. Kısa ve mümkün olduğunca samimi bir içerik hazırlayın.
> Öneri:
• CV’nizin 1 sayfa olmasına özen gösterin. Fakat sadece 1 sayfa olması için yazıları sıkıştırıp okunmasını zor hale getirmeyin.
• CV’nizin kolay okunur olmasına dikkat edin. Yazı fontunu 11 veya 12 olarak belirleyin.
• Farklılaşmak her zaman iyidir. Özellikle yaratıcılık gerektiren pozisyonlara başvuruyorsanız alışılmış formatların dışına çıkmakta özgür olduğunuzu bilin.
• İşyeri adının yanına şirketin logosunu da ekleyin. Böylece görsel hafızası, sözel hafızasından kuvvetli olan kişilerin CV’nizi olumlu değerlendirmesini sağlayın.
• Sizi yansıttığını düşündüğünüz fotoğrafınızı CV’nize ekleyin.
• Referanslar bölümünü doldurmayın. “İstenildiğinde paylaşılacaktır.” gibi bir cümle kullanın.
• Özellikle istediğiniz bir şirket varsa iş ilanını dikkatlice okuyup o işe uygun CV hazırlayın. İş ilanında yer alan özelliklere sahip olduğunuzu karşı tarafa gösterebilecek bilgilerinizi ekleyin.
• Tekrarlardan kaçının. Eş anlamlı cümleler kullanmayın.
• Abartılı cümlelerden kaçının.
• CV’de, ön yazıda veya yolladığınız e-mailde şirket ve iş ile ilgili heyecanınızı aktarmaya çalışın.
> Yanılgı:
• CV’lerde aranan fazla işyeri tecrübesi değildir. Aksine sık iş değiştirmiş adaylar, olumsuz değerlendirilir.
• CV hayat hikayenizi anlatacağınız bir format değildir.
• Başvurduğunuz şirkette çalışmayı çok istiyor ve hangi görev olursa olsun kabul etmeyi düşünüyor olsanız da, bu durumu karşı tarafa CV veya ön yazınızla yansıtmayın.

Otomobil Markaları ve Anlamları

• Mitsubishi: Mitsubishi markası, otomobilleri ile ünlü olan Japon ağır sanayi şirketidir. Bu marka ismini ve amblemini, eski Japon savaşçılarından olan samurayların sembolünden almaktadır. Amblemin açılımı şu şekildedir; Mitsu (üç) ve bishi (elmas) kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkmıştır.
• Mercedes Benz: Avusturyalı bir tüccar olan Emil Jelinec, 1897’de yarışı kendisine kazandıran araca kızının ismi olan Mercedes ismini vermiştir. Bu başarının şerefine şirketin kurucuları Gottlieb Daimler ve Karl Benz, ürettikleri araçlara Mercedes ismini vermeye devam etmişlerdir.
• Mazda: Mazda markasının sembolü, kanatlarını açmış beyaz bir kartalı simgelemektedir. Mazda ismi ise Zerdüştlerin bilgelik ve akıl tanrısı olan Ahura Mazda’nın isminden gelmektedir.
• Hyundai: Bu markanın ismi Korece’de ”Çağdaş ve Modern” anlamlarına gelmektedir.
• SsangYong: Güney Koreli olan otomobil üreticisidir ve anlamı ‘İkiz Ejder’ dir.
• Kia: Kia markası, Kore’nin 2. büyük otomobil fabrikasıdır. Anlamı ise ”Asya’dan Doğan”dır.
• Cadillac: ABD’li marka 1902 yılında kurulmuştur. Adını Detroit şehrini kurmuş olan ve 16. yüzyılda yaşamış Fransız kaşif Antoine de la Mothe Cadillac’tan almıştır.
• Subaru: Subaru, Japon otomobil markası olup ismini Taurus takım yıldızının Japonca’daki isminden almaktadır.
• Pontiac: ABD’li olan bu meşhur marka, 1700’lü yıllarda yaşamış olan Kızılderili Şefi Pontiac Obwandiyag’tan almıştır.
• Dacia: Dacia markası, Romanya’nın en büyük otomobil firmasıdır. Aynı zamanda Dacia ismi, Romanya’nın antik zamanlardaki ismine karşılık gelmektedir.
• Jeep: Jeep, askeri amaçla üretilmiş olan dünyadaki ilk arazi aracıdır. İsminin, çizgi film karakteri olan Temel Reis’teki ‘Eugene The Jeep’ isimli bir hayvandan geldiğine inanılmaktadır. Zamanla tüm markaların bu tarz araçları Jeep (cip) olarak anılmaya başlamıştır.
• Lexus: Latince’deki karşılığı ‘kanun’dur. Ayrıca Toyota’nın lüks otomobil markasıdır.
• Skoda: Skoda, Çek otomobil markasıdır. İsmini, kurucusu olan Emil Von Skoda’dan almaktadır. Zamanının en büyük silah üreticilerinden olan Skoda’nın Çekçe’deki karşılığı ‘hasarlı’ dır.
• Volkswagen: Almanca, ‘Halk Arabası’ anlamına gelmektedir.
• Audi: Audi kelimesinin Latince’deki karşılığı ‘Duydum, işittim’ kelimeleridir.
• Aston Martin: Aston Martin markası, İngiliz spor otomobil üreticisidir. İsmini, kurucularından olan Lionel Martin’in üretmiş olduğu yarış araçlarını Aston tepesinde denemesinden almaktadır.
• BMW: BMW’nin açılımı; Bayerische Motor Werke (Bavyera Motor Fabrikası)dır.
• SAAB: İsveçli olan firmanın açılımı; Svenska Aeroplan Aktie Bolage (İsveç Uçak Anonim Şirketi)’dir. Bu marka ilk olarak savunma sanayi şirketi olarak kurulmuştur.
• Alfa Romeo: 1910 yılında A.L.F.A. (Anonima Lombarda Fabbrica Automobili) Lombardiya Otomobil Fabrikası Şirketi, ismiyle kurulmuş bir şirkettir. Nicola Romeo’nun ortak olmasıyla birlikte Alfa Romeo ismini almıştır.
• FIAT: İtalyan otomobil firmasıdır. FIAT’ın açılımı; Fabbrica Italiana Automobili Torino (Torino İtalyan Otomobil Fabrikası)’dır.
• Tesla: ABD’li elektrikli spor otomobil üreticisi olan marka, ismi için ünlü bir mucit olan Nicola Tesla’dan esinlenmiştir.
• Volvo: İsveçli otomobil markası olan Volvo kelimesinin Latince karşılığı ‘dönüyor’ kelimesidir.
• SEAT: SEAT markası, Volkswagen bünyesinde bulunmakta olan İspanyol otomobil markasının açılımı şu şekildedir; Sociedad Española de Automóviles de Turismo (İspanyol Tur Otomobili Şirketi)
• Nissan: 1934’te Jidosha-Seizo Co. ve Nihon Sangyo Co.Ltd. şirketlerinin birleşmesinde 2 şirketinde Japonca’daki kısaltması olarak Ni-san kelimesi oluşmaktadır. Aynı yıl şirket Nissan, Nissan Motor Şirketi ismini almıştır.
• Infiniti: Infiniti, Nissan markasının ABD piyasası için kurmuş olduğu lüks otomobil markasıdır. Infiniti kelimesi İngilizce’de ‘uçsuz bucaksız’ anlamına gelmektedir.
• Ford: İsmini Henry Ford’tan almıştır. Özelliği, ilk seri üretim otomobili olmasıdır.
• Opel: Opel markası ismini, kurucusu olan Adam Opel’den almıştır.
• Honda: İsmini kurucusu olan Soichiro Honda’dan almıştır.
• Acura: Honda markasının lüks sınıf otomobil markasıdır. Adını ‘Accurate’ (doğru) kelimesinin eski dillerde kullanılmakta olan halinden almıştır.
• Porsche: Porsche şirketi, Volkswagen’in ünlü ‘kaplumbağa’ modelini tasarlamış olan mühendis Ferdinand Porsche’nin oğlu olan Ferry Porsche tarafından kurulmuştur.
• Jaguar: İsmini Güney Amerika’da yaşamakta olan yırtıcı bir panter türü Jaguar’dan almıştır. İlk kurulduğu zaman ismi SS Jaguar olmuştur. İngiliz lüks otomobil üreticisi olan marka, 2. Dünya Savaşı sonrasında ismindeki SS’i kaldırma kararı almıştır.
• Suzuki: İsmini kurucusu olan kişi Michio Suzuki’den almıştır.
• Maserati: İtalya’nın lüks otomobil şirketidir. Maserati markası; Alfieri, Bindo, Carlo, Ettore, Ernesto Maserati kardeşler tarafından 1914 yılında Bologna’da kurulmuştur.
• Ferrari: İtalya’nın dünyaca ünlü lüks otomobil şirketi ismini, kurucusu ve aynı zamanda ünlü yarışçı Enzo Ferrari’den almıştır.
• Lancia: İsmini kurucusu olan Vincenzo Lancia’dan almıştır.
• Bugatti: Lüks otomobil markası ismini, Ettore Bugatti’ten almıştır.
• Lamborghini: Ünlü ve bir o kadarda pahalı yarış otomobilleriyle ünlü olan marka, ismini kurucusu olan Ferruccio Lamborghini’den almıştır.
• Renault: Fransız otomobil devi olan marka ismini, kurucuları olan Louis Renault, Marcel Renault, Fernand Renault kardeşlerden almıştır.
• Peugeot: İlk olarak kahve değirmeni ve bisiklet markası olarak kurulmuş olan şirket, ismini kurucusu olan Emille Peugeot’tan almıştır.
• Toyota: Totota markası ismini, kurucusu olan Kiichiro Toyoda’dan almıştır. Zamanla marka geliştiricileri, Toyoda isminin Toyota haline dönüşmesinin daha uygun olacağını düşünüp günümüzde kullanılan haline çevirmişlerdir.
• Citroen: Citroen markası ismini, kurucusu olan Fransız sanayici André-Gustave Citroën’den almıştır.
• Chrysler: ABD’li ünlü otomobil devi markası ismini kurucusu olan Walter Chrysler’dan almıştır.
• Dodge: ABD’li olan otomobil markası, ismini Horace ve John Dodge kardeşlerden almıştır.
• Hummer: 2008 yılında kapatılmış olan cip türü markasıdır. Hummer markasının ismi, ‘Yüksek Hareket Kabiliyetli, Çok Amaçlı Vasıta’ anlamına gelmekte olan ‘Humvee’ kelimesinden türetilmiştir.
• Land Rover: Land Rover, iflas etmiş olan İngiliz Rover şirketinin TATA’ya satmış olduğu arazi aracı markasıdır. Rover kelimesi ‘Gezici’ anlamına gelmektedir. Suv markası ise Range Rover’dır.
• Mini: Küçük otomobil modelleriyle ünlenmiş olan İngiliz markasıdır.
• Smart: Alman kompakt otomobil markasıdır. Smart isminin İngilizce’deki karşılığı ”Akıllı” anlamına gelmektedir.
• TATA: Hindistan’ın en büyük otomobil üreticisi TATA Motors, ismini kurucusu olan Ratan Naval Tata’dan almıştır.
• Lotus: İngiltere’de kurulmuş olan spor otomobil markası, ismini ‘Lotus Çiçeği’nden almıştır.
• Bentley: Ünlü ve lüks İngiliz araba üreticisi ismini, kurucusu olan Walter Owen Bentley’den almıştır.
• Rolls-Royce: Rolls Royce markası el yapımı otomobilleri ile bilinmekte olan ve ünlenmiş İngiliz lüks otomobil markası ismini, kurucuları olan Steven Rolls ve Henry Royce’den almıştır.
• Chevrolet: ABD’li otomobil markası ismini, Louis Chevrolet’ten almıştır.

Satalbul

Dünyaca Ünlü Markaların Türkiye‘ye Geliş Hikayeleri ve İlk Reklamları

• Mc Donald’s
Dünyada hızlı servis restoran sektörünün lideri olan McDonald’s, Türkiye’de ilk restoranını 24 Ekim 1986 tarihinde Taksim’de açtı.
• Coca Cola ve Fanta
Coca-Cola’nın Türkiye ile tanışması ise Bakırköy, İstanbul’da Londra Asfaltı üzerinde Ocak 1963’de temeli atılan şirketin dünyadaki 1916’nci fabrikası ile gerçekleşir. Kısa sürede tamamlanan fabrika hemen üretime başlar ve 18 Eylül 1964’de İstanbul genelinde satış noktalarına dağıtım yapılır. Piyasaya girdikten bir süre sonra markanın konumlandırma kampanyası başlar. Bir yandan da satış promosyonu kampanyanları devam eder.
• Migros
1954 yılında İsviçre Migros Kooperatifler Birliği ve İstanbul Belediyesi’nin girişimleri ile kurulan Migros, gıda ve tüketim maddelerini belediye kontrolü altında üreticiden sağlamak ve bu ürünleri sağlığa uygun koşullarda ve ekonomik fiyatlarla İstanbullular’a ulaştırma amacıyla kurulmuştur. Migros, başta İstanbul’da tüketim maddelerini tüketicilere 20 satış arabası ile ulaştırmış, daha sonra ilki 1957’de balık pazarındaki Beyoğlu mağazası olmak üzere çeşitli semtlerde mağazalar açmıştır.
• Volkswagen
İlk vosvos 1951 yılında Türkiye’ye geldi.(Türkiye’deki ilk vosvos sahibi Op.Dr. Ömer Faik Çelebi’dir. İstanbul’un Çamlıca semtinde yaşayan Dr. Çelebi, Almanya’dan getirttiği çift camlı ve “kara şanzımanlı” lacivert VW’sini tam 33 yıl aralıksız kullandı.)
• Lipton
1986 yılında ülkemizde çay üretiminin özel sektöre açılmasıyla birlikte Lipton, Rize’nin Pazar ilçesinde faaliyete geçirdiği fabrikası ile Türk çay severleri “Dünya Kalitesi” ile buluşturdu. Lipton, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bazı pazarları yarattı. 1989″da poşet çay, 1990″da ise demlik poşet çay piyasaya sürüldü.
• Harley Davidson
Harley Davidson ilk olarak 1936 yılında Türkiye ‘ye gelmiştir.
• Pepsi
PepsiCo İçecek ürünleri 1962 yılından bu yana Türkiye’de tüketicilerle buluşuyor. 2002 yılının Mart ayında Pepsi Bottling Group (PBG)’un Türkiye’deki Pepsi şişeleme operasyonunu satın almasıyla, Tamek Holding bünyesinde faaliyet gösteren Fruko şirketini ve Türkiye’deki Pepsi Cola International ofisini tek çatı altında birleştirmiş oldu.
• Nestle
Bir yandan genç Cumhuriyet’in reformlarının gerçekleştirildiği diğer taraftan ise ülke ekonomisinin kalkınması için sanayileşmenin yeni yeni başladığı bu dönemde Türk pazarına inancıyla üretime geçmeye karar veren Nestlé, 1927 yılında Türkiye’nin ilk çikolata fabrikasını açar. Feriköy’de açılan bu tesiste günde 500 kg kapasiteyle Nestlé çikolatalarını üretmeye başlar.
• Sana Margarin
Sana, 1953 yılında Türk tüketicisi ile tanıştı. 1950’li yıllarda en çok tüketilen yağ türleri olan zeytinyağı ve tereyağın yerini 1953 yılında Sana aldı.

Çikolata

• Godiva – Belçika: Belçika tam bir çikolata cenneti. Bu ülkede toplam 12 çikolata fabrikası, 16 çikolata müzesi ve 2100′den fazla çikolata dükkanı bulunuyor. Brüksel’de ise dünya’nın en büyük 2 çikolata fabrikası var. Tabiki bir tanesi Godiva, diğeri ise Leonidas. Diğer çikolata markaları şöyledir, Wittamer, Pierre Marcolini, Neuhaus, Godiva, Leonidas ve Zaabar.
• Zurich – İsviçre: İsviçre’de kişi başına çikolata tüketimi, dünya’nın heryerinden daha fazladır. Çünkü İsviçreliler çikolata işinden çok iyi anlar.İsviçre’nin en önemli çikolata üreticileri Nestle, Toblerone, Lindt, Treuscher ve Sprungli’dir.
• Barcelona – İspanya: İspanyollar, çikolatayı ilk keşfeden ülkelerden biri. 1780 yılında , daha ilk kez çikolata makinesini yaptıklarından beri çikolata üreten şehirde birbirinden iyi çikolatalar yiyebilirsiniz. Bunlardan en iyisi the Museo de La Xocolata markasıdır. Chocolates Amatller ve Chocolate a la Taza markaları yaklaşık 150 yıldır dünya’da yiyebileceğiniz en kaliteli çikolataları üretiyor. Diğer markalar ise, Dulcinea, Fargas ve Pasteleria Escriba.
• Oaxaca – Meksika: Dünya’nın ilk çikolatacıları Amerika’da yaşayan Meksikalılardı, daha sonra ise bu gelenek Meksika’da sürmeye devam etti. Bugün Oaxaca, Meksika’da sokakta yürürken bile onlarca farklı çikolatacı görebilirsiniz. İlginçtir ki buradan alacağınız her çikolata da çok lezzetlidir. Oaxaca çikolatalarının en önemli özelliği, fabrika’da üretilmemesi, eski yöntemlerle elde üretilmesidir.
Ek bilgi: Şehirde 3 büyük çikolata üreticisi vardır: Moyordomo, Guelaguetza ve La Soledad
• San Francisco – California: Newyork’ta olduğu gibi bir çok çikolatasever dünya’nın en iyi çikolatalarını yemek için San Francisco’ya akın eder. Ama bunlardan Ghirardelli Çikolatası vardır ki işte o en iyisidir.
Diğer çikolata markaları, Michael Recchiuti, XOX Truffle, Richart San Francisco, Cocoa Bella, TCHO, Coco-Luxe ve Christopher Elbow Artisinal Chocolates’dır.
• Villajoyosa – İspanya: Villajoyosa markasının çikolata geçmişi 18.yy’a kadar uzanır. O dönemde işe Venezuella’dan Ekvator’a kakao çekirdeği ihraç edilmesi ile başlanan hikaye, Villajoyosa’yı İspanya’nın en eski çikolata üreticisi yapmıştır. Valor kesinlikle bu şehirde yiyebileceğiniz en iyi çikolatadır. Diğer çikolata markaları da Chocolates Perez, Mokafe, Chocolates Clavileno, Siroco ve Jose Vinache Sorianodur.
• Newyork – Newyork: Diğer herşey gibi, dünya’nın en iyi çikolatalarını da Newyork’ta bulabilirsiniz. İsterseniz burada çikolata turlarına katılarak çikolatanın nasıl yapıldığını görebilir ve gününüze daha fazla mutluluk katabilirsiniz. Newyork’ta çok çeşitli iyi çikolata mağazası bulabilirsiniz ama bunlardan en iyileri Chocolate Bar, MarieBelle, Li-Lac ve Richart Design et Chocolat mağazalarıdır.
• Hershey – Pennsylvania: Hershey, 1906 yılından beri Amerika’nın en büyük çikolata markalarından biri ve Pennysylvania’da üretiliyor. Burada dünya’nın en güzel yerlerinden birini ziyaret edebilirsiniz. “Chocolate Tasting Adventure” merkezinde çikolata spasına bile girebiliyorsunuz. Diğer mağazalar ise Café Zooka ve the Cocoa Beanery.
• Tain L’Hermitage – Fransa: Şarabın kalbinin attığı yer Fransa’da küçük bir kasaba olan ve Lyon’a sadece 1 saatlik bir mesafede bulunan Tain L’Hermitage, dünya’nın en ünlü çikolata markalarından biri olan Valrhona’ya ev sahipliği yapıyor. Hem mağaza hem de yeni çikolata şefleri yetiştiren bir okul olan Valrhona Ecole du Grand Chocolat’ın kapıları kısa sürede yeni tarifler öğrenmek isteyen amatörlere de sonuna kadar açık. 1922 yılında kurulan Valrhona markasıyla rekabet edebilecek önemli başka bir çikolata markası bulunmuyor.
• Köln – Almanya: Almanya’nın çikolata başkenti olan Köln’de, dünya’nın 2. büyük çikolata tedarikiçisi olan Stollwerck chocolate firması bulunuyor. Bu firma 150. yıl kutlamaları için Stollwerck adında bir müze açmış. Bu müze bir çikolata müzesi ve içerisinde çikolatanın tarihi anlatılmakta. İçerisinde iştah açan kocaman bir çikolata çeşmesi bulunduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz. Çikolata müzesi, her ne kadar çikolata üretip satsa da burası daha çok çikolata sergilemek için yapılmış bir müze. Diğer çikolata mağazaları, La Maison du Chocolate, Tortchen Tortchen, Weibler Confectionery, Demnitz Chocolaterie, Mama Chocolate ve Leonidas Chocolates.