17 Nisan 2019 Çarşamba

Reklam

Adamın biri ölmüş... Öbür dünyanın Kapısına gelince bakmışlar, günahlarıyla sevapları birbirine eşit. Cennete mi atsınlar Cehenneme mi? şaşırmışlar. Sonunda kendisinin karar vermesini istemişler. Adam, olur demiş
fakat önce Cenneti ve Cehennemi görmek istemiş. Götürmüşler. Cennette gördükleri tıpkı anlatılanlar gibiymiş, her şey gayet güzel, istediğin yiyecek, içecek var, istediğin gibi gezip, eğlenebiliyormuşsun. Cehennemde gördükleri anlatılanların tam tersi cennete benziyormuş. Herkes neşe içinde, eğleniyor oynuyorlarmış. Sazlar, dümbelekler, şarkılarla göbek atıyorlarmış. Fakat biraz sıcakçaymış. Buranın eğlencesinden hoşlanan adam, Cehenneme gitmeye karar vermiş. Biraz sıcaklığına da katlanırım diye düşünmüş. Görevliler almışlar bunu bir kapıdan içeriye salmışlar. İçeriye girmesiyle feryadı basması bir olmuş. Her yer alev alev yanıyor. Ortada fokur fokur kaynayan katran , kazanının içinde gırtlağına kadar katrana batmış bağıran insanlar... Adam şaşkınlıkla “ Ne yaptınız, beni yanlış yere mi attınız?” diye bağırmış, önceden gördüğü yere benzemeyen bu yeri merakla sormuş. Görevlilerin cevabı; “ O gördüğün yer Cehennemin reklâm bürosuydu... Öyle yapmasak kim gelir cehenneme.”
---
Dünyaca ünlü petrol şirketi Shell’in Amerikalı yöneticileri Vatikan’da Papayla yalnız görüşmek istemişler. Dışardakiler merakla odadan gelen sesleri dinliyorlarmış, "Kabul ederseniz, bir milyar dolar veririz." Papa, "hayır, kabul edemem” diyormuş. Yöneticiler ısrarla teklif bedellerini artırıyorlarmış. 2 milyar dolar... 5 milyar dolar... 10 milyar dolar... Papa yine de, "İmkânsız, olamaz" diye diretiyormuş. Kapıda tartışmayı dinleyen kardinaller dayanamayarak odaya girip, Papa’ya “ bu paraya ihtiyacımız var, niçin kabul etmiyorsunuz” dediklerinde Papa’nın cevabı; “ Amerikalı dostlarımız, bütün kiliselerde okunan dualardan sonra papazlarımızın [Amin) yerine (Shell) demelerini öneriyorlar. Nasıl kabul ederim" olmuş.
---
Amerikan eski başkanlarından Franklin Roosevelt; "Eğer hayatı yeniden başlamaya imkan olsaydı, reklamcılığı bütün diğer işlere tereddütsüz tercih ederdim.” derken. Sir Winston Churchill; “ İnsanların tüketim gücü reklamcılığın gıdasıdır. En İyi yaşama standartları için istek yaratır. İnsanlara kendileri ve aileleri için en iyi beslenme, en iyi giyinme, en iyi evlerde oturma amaçlarını aşılar.” diyerek reklâmın önemini vurgulamışlardır.
---
İsveç'te, hükümet, trafiği soldan sağa çevirdiği yıllarda, bu değişikliğin tanıtımını, bir yarışma sonucu büyük bir reklâm ajansına vermişler. Ve belli bir gün, belli bir saatten sonra bu yeni düzene geçişte, başarılı reklâmlar sayesinde, bir tek trafik kazası olmamış, bir tek trafik suçu işlenmemiştir.
---
Meksika’da, vergi kaçakçılığının önlenmesi amacıyla, vatandaşın hükümete nasıl yardımcı olacakları, televizyonda, basında yoğun reklam harcamalarıyla önerilmiştir.
---
Albert Camus; "Yaratıcılığın başladığı yerde mantık durur." der. Yaratıcılık belki insan beyninin, zekasının olağan dışında bir başka türlü düşünmesi, çözüm aramasıdır. Mantık düz ve kestirme yoldan çözüme götürür, tek yönlüdür. Yaratıcılık ise bir başka yol bir başka çözüm olup olmadığını araştırmaktır. Yaratıcı çalışmalarda başarının tek yolu şuur altındaki mantıksız ve ucuz kavramlara nüfuz etmeye çalışmaktır.
---
Şarkıcı Paul Mc Carthey’in ölüm haberi, müziğinin hayranları olan gençleri yasa boğmuş. Bazıları onun arkasından ölmeyi bile düşünmüşler intihara kalkışmışlar. Oysa Paul Mc Cartney ölmemiş, sadece menejeri reklam olsun diye bir şaka yapmıştır. Sonuçta reklam hedefine ulaşmış, adlarını dahi duymamış insanlara Beatles topluluğu tanıtılmıştır.

www.satalbul.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder